SİZİ BİZ ARAYALIM
X
icon

SİZİ BİZ ARAYALIM

Az Gittik Uz Gittik

Seyahat denince aklıma gelen ilk kişi Evliya Çelebi’dir. Evliya Çelebi 1611 ile 1682 yılları arasında yaşamıştır. Asıl adı Mehmed Zilli olan Evliya Çelebi, Avrupa ve Batı Asya topraklarında 50 yıla aşkın süreyle seyahat eden bir kâşif ve yazardır. Evliya Çelebi, meşhur seyahatlerinin yanı sıra birçok savaşa katılmış, nazım ve musikiyle uğraşmıştır. ‘390’ sene önce gördüğü bir rüya üzerine seyahatlerine başladığı rivayet edilir. Evliya Çelebi, dünya tarihinin en büyük gezginlerinden biridir.

Çocukluğumda TRT’de yayınlanan Evliya Çelebi ve atı Küheylan’ın seyahatlerini anlatan ‘Az Gittik Uz Gittik’ adlı çizgi filmi ilgiyle izlerdim. Her bölümde başka bir dünyanın kapılarından yeni keşiflerim başlardı.

İnsan ruhunun genel özelliklerinden biri de değişiklik ihtiyaç duyması değil midir zaten? Hep aynı yerde yaşamak, aynı şeyleri görmek; yorucu bir ortamda kendi içine, kendi dünyasına kapanıp kalmak, insan ruhunda zaman zaman çeşitli bunalımlara neden olan bir monotonluk yaratmaz mı?

Yolculuk – önce seni sözsüz bırakır sonra da iyi bir hikâye anlatıcısına dönüştürür.” – Ibn Battuta

Seyahat bu monotonluğu gidermek, ruhu zindeliğe kavuşturmak bakımından son derece faydalı bir şeydir. Doktorların depresyon geçiren hastalarına ilaçtan çok seyahat tavsiye etmelerinin sebebi budur. Çünkü seyahat planlaması, duygularınızın iyileşmesini sağlamaktadır Ara sıra alışkın olduğumuz çevreden dışarı çıkmak, yorgun gözlerimizi başka âlemlerin manzaralarında dinlendirmek, yeni insanlar tanımak, dostluk ilişkileri kurmak, insanlardaki yaşama ve mücadele isteğini güçlendirir.

Seyahatin faydası yalnız ruh sağlığı üzerine değildir şüphesiz. Yabancı ülkelerin havasına girmek, bize birtakım gözlemler yapma fırsatını da verecektir. Gözlemlerimiz sırasında dikkatimiz yoğunluk kazanır, hayal gücümüz ve zihnimiz ahenkli bir tempo ile çalışmaya başlar. Birtakım incelemeler, karşılaştırmalar ve görgüyle beslenen düşünceler sayesinde türlü gerçeklere ulaşırız. Başka ülke halklarının sosyal ve ekonomik yaşayışlarını, kültür ve inanışlarını yakından inceleme fırsatını buluruz. İnsanları her türlü atmosfer içinde tanıyıp değerlendirmek, bizi bazı peşin ve olumsuz yargılardan kurtardığı gibi gittikçe artan bir insan sevgisi de yaratır içimizde. Sonuç olarak yabancılık duygusundan sıyrılırız.

Bu faydalı ve zevkli seyahatler sırasında içimiz, kendi çevremize ve yakınlarımıza karşı özel duygularla dolup taşar; bir zamanlar bize sıkıntı veren dünyamıza karşı daha derin duygularla dolarız. Geride bıraktıklarımız üzerinde bol bol düşünme fırsatını buluruz. Bu andan itibaren ruh, eski bunalımlardan tamamıyla sıyrılmış olur.

Hiçbir şey zekâyı seyahat etmek kadar geliştiremez.” – Emile Zola

“Gezmek ve yer değiştirmek akla yeni bir dinçlik getirir.” – Seneca

Seyahatin her türlü yararını göz önünde tutarak çok bunaldığımızda veya fırsat çıktığında kendi çevremizden uzaklaşmak zihinsel yeteneklerimizi de geliştirme fırsatını verir bize. “Çok okuyan değil, çok gezen bilir.” demişler. ben de bu düsturla üniversite yıllarımdan beri fırsat buldukça yurt dışına seyahat ederim.

Seyahat etmenin başka bir yararı da kendi yaşanmışlıklarımızdan bir şeyler öğrenmemizi sağlamasıdır. Ben neler öğrendim seyahatlerimden? Almanların soğuk ve ciddi görünümlerinin altında yardımsever bir ruh olduğunu, İsviçrelilerin nazik ve kuralcı olduğunu, Macarların -Budapeşte’de yaşayanlar hariç- pek İngilizce bilmediğini, Hollandalıların özgürlüğü hayatın merkezine aldığını, Amerikalıların farklı bir dünyada yaşıyormuş gibi dünyanın geri kalanıyla ilgili olarak pek bilgi sahibi olmadığını, İtalyanların dillerini ve kültürlerini çok sevdiğini, Fransızların biraz kibirli olduğunu, İspanyolların sıcakkanlı olduğunu, Polonyalıların tek kültürlü ülkelerinde yaşamaktan memnun olduğunu, Avusturyalıların muhteşem pastalara imza attığını, Belçika’nın Fransız ve Felemenk kültürüyle yoğrulduğunu, Çekyalıların sert karakterli olduğunu,  Portekiz’in kültür bakımından bizden çok farklı olmadığını öğrendim. Her seyahat aklımda farklı anlar, anılar, izlenimler ve damak tatları bıraktı yani.

Özetle seyahat etmek kendinize olan saygınızı arttıracak, kişisel gelişiminize katkıda bulunacaktır. Seyahat etmek lüks değil ihtiyaçtır. Seyahat etmek herkesin hakkıdır. Haydi, fırsat buldukça Evliya Çelebi gibi düşelim yollara!

Yaşa, seyahat et, maceraya atıl; şükret ve asla pişman olma.” Jack Kerouac

 

                                                                                                          Ebru KAYA
PAYLAŞ:
X