Bir Kitabın Ardından
Gece Yarısı Kütüphanesi, Matt Haig tarafından yazılan fantastik kurgulu bir romandır. Bu roman, insanların yaptığı seçimlere, bunların onları nasıl etkilediğine ve hayatları boyunca pek çok şeyden nasıl pişmanlık duyduklarına odaklanan varsayımları dillendiren bir kitap olma özelliğini de taşımaktadır.
Kahramanımız Nora, ölmeye karar vermeden yirmi yedi saat önce kanepesine oturup diğer insanların mutlu hayatlarına göz atarak bir şeylerin olmasını bekler.
Ölmeye karar vermeden dokuz buçuk saat önce işini kaybeder.
Ölmeye karar vermeden dokuz saat önce, sevdiği birinden kendisiyle konuşmak istediğini bildiren bir mesaj alır, ona karşı bir şeyler hissetse de onunla konuşmaz.
Ölmeye karar vermeden sekiz saat önce bir gazete bayiine gider, orada kara delikli bir dergi görür ve kendisinin de öyle olduğunu düşünür.
Ve saat on biri yirmi iki geçerken Nora'nın düşündüğü tek şey yarına ulaşmak istemediğidir. Onu hayata bağlayacak tek bir tutamağı yoktur artık. Bir parça kâğıt alır ve son mektubunu yazar. Bu hayatta sahip olduğu tüm şansları boşa harcadığını, herkesin hayatını perişan ettiğini anlatır, aşırı dozda ilaç alarak ölmeye yatar.
Saat 12.00’de büyülü görünen bir yerde uyanır. Bedford'daki gençlik günlerinden beri okul kütüphanecisi olan Bayan Elm'i karşısında bulur. Bu yaşlı kadın Nora'ya yaşamla ölüm arasında, yaşayabilecekleri başka bir hayatı deneme olanağı sağlayan kitaplarla dolu bir kütüphane olduğunu söyler. İlk gençlik döneminden bağlandığı bir insan olan Bayan Elm’in ona bir şans daha veren önerisine önce kayıtsız kalsa da denemeye karar verir. Böylece Bayan Elm, Nora'nın Gece Yarısı Kütüphanesi’nde hikâye boyunca meydana gelen harika ve beklenmedik şeylerde hayal ettiği bir rehber haline gelir.
Ben, Nora’nın Gece Yarısı Kütüphanesindeki yolculuğunu siz sevgili okurlara bırakıyorum elbette. Amacım bir kitap özeti yapmak değil. Her okuyanı düşündüreceğine, yaşamını bir kez daha farklı bir bilinçle gözden geçirteceğine inandığım bu kitabın bendeki etkisini paylaşmak dileğim.
Yaptığınız her yanlıştan sonra bunu neden yaptığınızı düşünüp her defasında kendinizi sorguladığınız ve bir pişmanlık duygusu içinde kıvrandığınız anlarda okuduklarınızı bir kez daha düşünün. Bunun yaşamı anlama yolunda bir deneyim olduğunu hatırlatacaktır okuduklarınız. Bu şekilde tüm enerjimizi tüketmek yerine, hatalarımızdan ders çıkararak her yeni güne olumlu başlamak duygusunun etkisinde, biraz daha güçlenerek yolumuza devam edeceğiz. Yanlış, insana mahsustur, önemli olan yanlışlardan arınıp ileriye bakmak değil midir?
Bu romanı, özellikle her şeyi dert edinenlere tavsiye ediyorum. Çünkü bazı şeylerin değerini anlamamıza yardımcı olabilir okuduklarımız. Aynı zamanda hayattaki amacımızı bulmak ve bundan gerçekten keyif alabilmemiz gibi birçok değerli dersi de bizlere düşündürebilir.
Keyifli okumalar…
Maruf Salim AYTAR