SİZİ BİZ ARAYALIM
X
icon

SİZİ BİZ ARAYALIM

EKO DENGE İÇİN BİYOLOJİK MÜCADELE

 Doğal afetler, erozyon, çevre kirliliği, çeşitli atıklar, kimyasal gübreler ve pestisitler (tarım ve hayvancılıkta kullanılan kimyasal ilaçlar) doğadaki ekolojik dengenin bozulmasının en önemli sebepleridir. Birleşmiş Milletler topluluğuna göre dünya nüfusu 15.11.2022 itibariyle ‘8’ milyar insana ulaşmıştır. Nüfus kaynaklı ihtiyaçların artışı da besin üretiminde artış gerekliliğinin göstergesidir. Bu durumda tarım ve hayvancılığın uzun yıllar yapılabilmesi yani sürdürülebilir olması gerekmektedir. Buna bağlı olarak hastalık ve zararlılarla mücadele yöntemlerinin de sürdürülebilir yöntemlerle yapılması gerekmektedir. Oysa günümüzde tarımda kullanılan kimyasal gübre ve pestisitler ürün miktarını artırsa da canlı sağlığını ve doğal çevreyi tehdit etmektedir.

Biliminsanları toprakta ve suda biriken kimyasal kalıntıları azaltmak ve bunların doğal döngüye katılmasını sağlayan önlemleri değerlendirmek için biyolojik mücadele yöntemini önermektedirler. Biyolojik Mücadele, parazit canlıların başka canlılar tarafından öldürülmesi veya baskı altında tutulması olayıdır. Bu mücadele ile yapılan üretimlerle alınan ürünlerin çevreye ve canlılara zararları ya yoktur ya da kabul edilebilir ölçüdedir. Bitkilerde biriken kimyasal kalıntıların artması, zararlıların kullanılan pestisitlere direnç geliştirmesi, üreticiyi, arzu ettiklerinin çok uzağına düşürmektedir.Tüketicinin daha az pestisit kullanılmış ürünleri tercih etmesi nedeniyle de geleneksel ve organik üretim alanlarına gereksinim artmaktadır. Bu nedenle pek çok zararlıyla mücadelede artık biyolojik yöntemler denenmektedir.

Biyolojikmücadele, özellikle örtü altı yetiştiriciliğinde daha fazla tercih edilen biryöntemdir. Sözgelimi, domateste hem verimi artırmak hem de hastalıklarlamücadele etmek için biyolojik mücadele yöntemleri kullanılmaya başlanmıştır.Tamamlanan bir yüksek lisans çalışmasında dost canlılardan biri olan mikroalg (Chlorella vulgaris) kullanımıyladomateste besin içeriği ve veriminin artmış olduğu gözlemlenmiştir. Diğer biryüksek lisans tezi kapsamında yapılan araştırmada da Cyanobacteria ailesinden diğer bir alg olan Spirulina platensisin dost mikroorganizma olarak kullanıldığındabakteriyel solgunluk hastalığını baskı altına aldığı görülmüştür. Toprağa Spirulina platensis uygulanması hemhastalığı baskılamış hem de domateste verim artışını sağlamıştır.

Ayrıca buuygulama bitkilerin daha yeşil ve daha sağlıklı olmalarını sağlamıştır. Sonuçolarak, toprağa Spirulina platensisgübrelemesinin yapılması domateste bakteriyel solgunluk hastalığının mücadelesindeyeni bir yaklaşım olarak değerlendirilmiştir. Biyolojik mücadeleuygulamalarıyla tarımsal ilaçlar yani pestisitler kullanılmadan hastalıkkontrol altına alınmış, pestisitler nedeniyle çevre kirlenmesi ve doğaldengenin bozulması tehlikesi ortadan kalkmıştır.Yaşanabilirbir çevre umuduyla…

Can Yudum YİĞENOĞLU
Özel Başkent İlkokulu Müdürü


Kaynakça:   YİĞENOĞLU, C., 2011. Spirulina Platensis’in DomatesteBakteriyel Solgunluk Hastalığının Mücadelesinde Kullanım Olanakları, ÇukurovaÜniversitesi, Biyoteknoloji Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 65 sayfa.AYDÖNER, G., 2011. Sera Topraksız DomatesYetiştiriciliğinde Mikroalg (Chlorellavulgaris)Kullanımının Etkileri, Çukurova Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Bahçe BitkileriAnabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 103 sayfa. 
PAYLAŞ:
X